11 Eylül 2013 Çarşamba

Biber Gazı Kafası



Ben dün öleceğimi düşündüm.
Ciddi ciddi.
Ama film şeridi gibi hayatım akıp geçmedi gözlerimin önünden.
Geriye ne bırakacağımı düşündüm.
Cevap: hiç
Ölmesem, yine hiç.
Ama başkaları ölebiliyorsa ben de ölebilirdim.
Hem 'oracıkta' ölüversem, en azından onurlu bir ölüm olurdu bu.

Kredi kartı borcum geldi aklıma.
Anneme borçlarım kalmasa dedim.
Yatırımlarımla borcum ödenebilir gibiydi, 'oh' dedim.

Net olarak hatırlamıyorum ama daha önce de 'ölüyorum galiba' diye düşünmüştüm, korkuyla.
Ama dünkü en büyüğüydü ve dün korkmuyordum.

Ve aklımdan kimse geçmedi.
Annem, kardeşim, sevdiklerim...
Hiç kimse!

Kendimi âşık sanıyormuşum, o da yalanmış.
Kimse gelmedi aklıma o anda. Aklıma birinin gelebileceği bile gelmedi aklıma.
(Bu, şu an bir rahatlama sebebi tabii.)

Eve döndüğümde Necatigil’i düşünüyordum. Her seferinde çok etkilendiğim ve altına imzamı atmak isteyecek kadar hemfikir olduğum o şiiri, ‘Sevgilerde’yi.
Bu şiir bana ölümü düşündürürdü hep.
Dün gece tekrar düşündüm.
Sevdiğimi söylemeden ölseydim diye.
Öldüğümde şu anki bilinç durumunda olacaksam bile söyleyip söylememem arasında bir fark yok.
Hatta söylediğim biri ölümüme daha çok üzülür bu durumda.
Bana söylenmiş olsaydı ve ölseydim, kalan için çok daha zor olacaktı durum.
Ben belki mutlu ölecektim ama ne fark eder, zaten ölmüşüm.

Galiba artık şairle aynı fikirde değilim...

Hiç yorum yok: