6 Nisan 2008 Pazar

Karıştık Hayatın Tuhaflığına...

Bıraktım duygularımı; azat ettim düşüncelerimden ne varsa aşka dair… Zor olsa da bazı şeyleri aklımdan çıkarmak, eğleniyorum bu sıralar tesadüflerle… ‘Kaderin cilvesi’ dedikleri böyle bir şey olsa gerek, yapmaktan vazgeçtiğim şeyler kendiliğinden olmaya başladı, üstelik asla tahmin etmeyeceğim bir zamanlama ile…

İnsan tuhaf bir yaratık, yaşadığı dünya ile müsemma: Dün istediği şey bugün olduğunda mutlu olmuyor…

Şehir de tuhaf zaten, “Havasına ve kızına güvenme” derlerdi… Kızlarda sorun yok ama havaya güvenilmiyor gerçekten… Yağmur beklerken güneşle kucaklıyor, rüzgârı kucaklamak isterken kıpırdamıyor yapraklar… Sağanaklara saklanırken acılar, dışarı adım atmadan ıslanırken geceler; perdeden sızan gün ışığı oluyor uyandıran uykudan…

İzmir’de takvimler de tuhaf, mevsimler bile şaşırmış ne yapacağını… Şubatta baharı, nisanda hazanı yaşıyoruz… Yaz şarkılarında ağlayıp gazellerden çıkarıyoruz ahımızı bahar ayında, kış gelmeden karlı dilekler tutup mehtapta yakıyoruz neşeli türküleri…

Kafamız karışık, şehrin havası karışık, ülkemin gündemi karışık… Mutlu olmaya karar vermişim, hislerim karışık…

3 Nisan 2008 Perşembe

Küçük Bir Merhaba...

"Merhaba"

Bomboş "Merhaba"lardan hoşlanmadım uzunca bir süre...

"Merhaba" diyen kişi, ardından bir şey söylemeyecekse "Merhaba" demesin isterdim. Şimdi şimdi alışıyorum buna ve ağız dolusu bir "Merhaba" ile karşılıyorum tanıdığım, göz teması kurduğum herkesi, özellikle vurgulayarak mütemadiyen ihmal edilen "H" harfini...

Anlaşıldığı üzere bu bir "Merhaba" yazısı ve içinde bundan başka bir şey de yok...

İlerleyen günlerde, burada daha "dolu" yazılar bulacaksınız ve umuyorum takip edecek, bekleyeceksiniz yenilerini... Ben de duymak isterim hakkımdaki düşüncelerinizi, cümlelerimle ilgili yorumlarınızı...

Velhasıl, MERHABA!