9 Eylül 2009 Çarşamba

Mutluluk sanırım böyle bir şey!

Yenilenmiş eski bir heyecanım var şimdi...

İçten içe "en" çok istediğim şeye epeyce yaklaşmış durumdayım. Pek çok şey, hayal bile edemediğim bir hızla ilerliyor, iyiye doğru hem de...

Bunu ilk hayal edişimden yıllar yıllar yıllar sonra Felsefe Öğrencisi oluyorum... Üstelik bu hayali ilk kuruşumdan kısa zaman sonra, yapmam gerekenin çok başka olduğunu fark edip geri çekilmiştim, bir daha bu sayfanın açılabileceğini ise aklımdan geçirmemiştim...

İşte bu geçen yıllar, ilkgençlik yıllarımın hayaline ulaştırdı beni. Aradan geçen zamanda öyle çok gözyaşı, öyle çok hayal kırıklığı, öyle çok vazgeçiş var ki –yıllar çok uzun ya da ben epeyce büyük olduğum için değil, herhangi bir zaman diliminde (bundan delicesine korktuğum zamanlarda bile) hayal kurmaktan el çekemediğim için...

Şimdi en baştan başlamak var sorular sormaya; bir bebeği büyütür gibi, sil baştan bir dünya kurar gibi, o dünyaya en büyük, en kusursuz aşkı ince ince işler gibi...

Heyecanımın tarifi yok, sözcüklerin ötesinde bir çarpıntı, sabırsızca bir bekleyiş... Sanki bir tür aşk bu; kalp atışlarımı hızlandıran, beynimi devre dışı bırakıp dilimi kilitleyen bir başlangıç, dünyaya duyurmak istercesine bir haykırış, engellere direnen, yaşlar döken bir isyan ve sonunda yaşamı bir şölene çeviren güzellik... Aşk değilse ne ola ki?

Özgürlüğümün şehrine demir atmak üzere kocaman bir adım...

Sanki acı kahvenin yanına acı çikolata ya da dostlarla paylaşılacak elmalı kurabiyeler...

Ben, yıllar önceki hayalime hayallerimin kentinde sahip olmak üzere büyülü bir yola çıkıyorum...

Mutluluk sanırım böyle bir şey!


Funda SARICI
09.09.09
21:52