30 Ekim 2013 Çarşamba

Koşmaya Başlamalı



Aylar sonra tezim için çalışmaya başladım bugün. Elime aldığım ilk okumada, Thoreau ve Emerson üzerine çalışan Walter Harding'in yazdığı bir önsözde karşıma şöyle bir paragraf çıktı:

1844’ün sonbaharında Ralph Waldo Emerson, Walden Gölü kıyısındaki ağaçları kesilmekten kurtarmak için birçok orman arazisi satın aldı. 5 Mart 1845’te Ellery Channing, Thoreau’ya şöyle yazdı: “Bu dünyada senin için ‘Funda’ adını verdiğim (Walden’deki) araziden daha uygun bir yer göremiyorum; oraya git, kulübeni yap ve en büyük planını uygulamaya, canlı canlı kendini yemeye başla.” 

Tezim beni kendine çağırıyor, öyleyse artık koşmaya başlamalı!

--
Not.1. Thoreau tezimin ilham kaynağı olan düşünür.
Not.2. Emerson tezimin özgünlüğüne kaynaklık eden fikirlerin sahibi ve Thoreau’nun yakın arkadaşı olan düşünür.  
Not.3. Channing bir teolog ve şair, henüz tezimle bir ilişkisi yok ama her an olabilir!
Not.4. Konumuzla doğrudan ilgisi yok ama, ilk cümle sizin de nefesinizi kesmedi mi?

Şerh

Bir önceki yayınımın başlığı "sevmeyi sevmek", ama aslında en doğru başlık bu değildi. İlk aklıma gelen "mazoşizm" olmuştu, o da uygun değildi hiç.

Bir tür kabullenişti aslında o tek cümle, yine de adını koymak, kabullendim demek zordu. Hala zor. Yine de zor. Ama o başlık da içime sinmiyor bir türlü, buraya bir şerh düşeyim istedim.

29 Ekim 2013 Salı

Sevmeyi Sevmek

Beni hiç sevmeyeceksin ya, ondan çok istiyorum seni sevmeyi.

29.10.2013/ 03:21

9 Ekim 2013 Çarşamba

Savaş Boyaları

Savaş boyalarını süründüğün gün düşmanla karşılaşmazsın. 

Yeni bir Murphy kanunu daha, tecrübeyle edindiğim.

Düşman meydanda değilse ben hazırken rövanşa, hükmen galip sayılabilirim yine de.

Öyleyse geçen haftaki mağlubiyetin anlamı da budur: çıkmam gerekiyormuş o boşluktan işte. Budur!

3 Ekim 2013 Perşembe

Sığamadım Aşkın Boşluğuna

Çok kötü uyandığım bir sabahta, istemeye istemeye gittiğim o yerde karşıma çıkmasını en son isteyeceğim kişiyle karşılaştık ve karşılaştığımızda olabilecek en kötü şey oldu. Sustuk.

O sırada kulağımdaki şarkı, "Bana dar sahnesi dünyanın, sığamadım aşkın boşluğuna" diyordu... Sığamıyorum yere göğe...