18 Temmuz 2013 Perşembe

Delilik



Bir delilik var aklımda, ama ‘aklımda’.

Şairin, “konuşsam sessizlik, gitsem ayrılık” dediği türden bir delilik.

Bundan başka hiçbir şey, daha fazla delilik değildir herhalde, öyle susuyorum.

Aslında hiç susmuyorum, hep çağırıyorum, gözlerime perde çekemediğim için hep ışıldıyorum/ ışıtıyorum ama görülen, duyulan bir tek sessizliğim oluyor, delilik olunca mevzu.

Küçük küçük yaşayayım, diyorum; hayattan başka bir tat alınıyor olabilir böyle yapınca. Yok! İllâ en büyük delilik benim olacak, en çözümsüz bilmece hep benim aklımda!

Hani bazen bilmezsin kendi aklından geçeni, adına delilik demedikçe deli değilsin; deli olduğunu kabul etmedikçe kaçabilirsin…

Ama ben kendi kendimeyken bile beceremiyorum ki susmayı. Delilik de diş ağrısı gibi biraz, unutmak istiyorum bir yandan, bir yandan da yokluyor dilim acıyı yitirdikçe…

Aklımda dönüp duran bir “Bilmece” var, o benim yerime susuyor bugünlerde: “Söylemem mümkün değil, çünkü delilik bu!”


FS/ 18.07.2013