21 Ekim 2014 Salı

Zaman Akar, Aşk Direnir

Birisi, her şeyi bırakıp senelerce beni izlemiş, beni incelemiş, dinlediğim ve söylediğim şarkılara, kurduğum ve birbiri ardına yıkılan hayallerime, yazdıklarıma ve yazamadıklarıma, söylediklerime ve söyleyemediklerime, hiç çekinmeden her fırsatta döktüğüm yaşlara, yaşadığımı zannederken yaşayamadıklarıma tanıklık etmiş; sonra da oturup romanını yazmış.

Ben olduğum anlaşılmasın diye karakteri erkek yapıp birkaç yaş büyütmüş, hikâyeyi Ankara’dan İstanbul’a taşımış, şarkılarımdan söz ederken Hakan’ın adını bile kullanmamış ve dahi başka küçük detaylar... Ama bütün takıntılarımla, kafamın içinde dönen, hiç yaşanmayan ama her bir karesi gerçekten daha gerçek olan senaryolarımla, kendi başıma biriktirdiğim sayısız hatıramla, gitgellerimle büyüyen hayali anakaramla, dönüp dolaşıp hep aynı hikâyenin aynı satırında kilitlenmelerimle ve elbette her saniye içimdeki radyoda çaladuran şarkılarımla beni yazmış...

İlk bölüm birebir ben, birebir benim hikâyem, benim aşkım, benim umutlarım... Her şeyin çok güzel olduğu, güzel şeylerin hiç bitmeyeceğini sandığım, sonsuza dek aynı günleri yaşasam hiç şikâyet etmeyeceğim çocukluk. Hâlâ her şeyiyle taptaze duran anılar. Ömrümün sonuna dek hep aynı şeyi söylemekten, hep aynı dileği tutmaktan, hep aynı şarkıyı söylemekten, hep aynı gözlerin hayaliyle uyuyup aynı gülüşü rüyamda görmekten, hep aynı sabaha aynı umutlarla uyanmaktan hiç sıkılmayacağımı adım gibi bildiğim, bundan bir fazlasını düşlemediğim günler. Çocukluk... Yine de her bir an yeni bir hayal kırıklığı, çünkü en sıradan anın bile hayali kurulmuş çoktan, hayat hiçbirini koymamış önüme ya da ben hiçbirine uzatamamışım elimi, elim böğrümde kalakalmışım öyle, öfkeyle...

İkinci bölüm hayallerden gerçeğe yürüme, hayallerin gerçek olabileceğine her şeyden çok inanma ve her zamankinden daha fazla yıkılma safhası. Yıkıntının içinden başımı uzatıp bakarken bile çocuk yaşta yaptığım tercihteki isabetle, kendi istikrarımla kendimce böbürlenme ve kendime -her nedense- her şeyden fazla güvenir olma hali. Gençlik... Zamanın bana oyunlar oynadığını sanmak: dünya benim çevremde dönüyor ya, bu yolun sonu da benim sevdama çıkacak elbet! Bütün hikâyenin benden ibaret olduğunu göremeyip sorunu hep dışarda ararken aynalara küsmek, hayatı tanıdığını sanırken kendine bile yaklaşamamak... Gençlik...

Üçüncü bölüm –ki ben de şu an hayatımın tam da bu evresinde olduğum sanrısındayım- akıldaki sorulardan mürekkep: Öyle mi böyle mi, doğru mu yanlış mı, haklı mıyım haksız mı, devam edecek mi bitti mi, bütün bu yaşananlar –ya da yaşanmayanlar- gerçek mi, bunların hepsi benim başıma mı geldi, gerçekten bu kadar uzun mu, hâlâ mı, son bir şansım daha olacak mı yoksa takatimin son damlasını da yok yere harcıyor muyum? Son bölüm sayısız kere aklımdan geçirdiğim ama gerçek olmayacağını içten içe bildiğim, yine de gerçek olmasını ta derinden istediğim kanlı canlı hayallerin betimi. Bütün bunlar bir işaret mi diye sorup duruyorum kendime, işaret olmasını isteyerek fakat neye işaret olacağını bilemeyerek. İçimden “yaşlılık” ya da “erginlik” demek istiyorum buna, biliyorum ki değil. Yirmi yıllık hayalleri sürükleyen bir anlatının nesi olgundur ki?

Kendime inanmıyorken, her şeyden geçmişken bile aklımdan geçirmemeyi beceremediğim o nihayete varıyor sayfaların yolu ve bir tek o zaman anlatmıyor beni. Romanlar hep öyle biter zaten; bense gerçeğini düşlemekten el çekemesem de romanların “başka türlü” bitmesini isterim hep, “öyle şeyler romanlarda olur” diyememek için belki de. Benim yolumunsa henüz bir sonu yok zaten –en azından kabullenebileceğim bir sonu yok.

Şimdiye dek okuduğum pek çok kitabın kahramanı olmak istedim ben; öyle hayatlar, öyle deneyimler yaşamak, öyle insanlar tanımak istedim. Sanırım ilk kez kendimi okudum sayfalar boyunca, kendi şapşallıklarıma, kendi aşkıma, kendi kadersizliğime tanık oldum, sözü edilmeye değer bir şeyler buldum senelerdir biriktirdiklerimde. Benim hikâyemin, adına aşk dediğim bütün o yılların bir sonucu yok henüz, onu bir sonuca ulaştırmaya cesaretim yok, belki de hiç olmayacak. Ama artık, bu sona dair bir tefekkürüm, söyleyecek yeni sözlerim var!

http://www.kirmizikedikitap.com/tanim.asp?sid=P1WU3MPP6K8KJJ6AGFNM