Ben dün
öleceğimi düşündüm.
Ciddi ciddi.
Ama film
şeridi gibi hayatım akıp geçmedi gözlerimin önünden.
Geriye ne
bırakacağımı düşündüm.
Cevap: hiç
Ölmesem, yine
hiç.
Ama
başkaları ölebiliyorsa ben de ölebilirdim.
Hem
'oracıkta' ölüversem, en azından onurlu bir ölüm olurdu bu.
Kredi kartı
borcum geldi aklıma.
Anneme
borçlarım kalmasa dedim.
Yatırımlarımla
borcum ödenebilir gibiydi, 'oh' dedim.
Net olarak hatırlamıyorum ama daha önce de 'ölüyorum
galiba' diye düşünmüştüm, korkuyla.
Ama dünkü en
büyüğüydü ve dün korkmuyordum.
Ve aklımdan
kimse geçmedi.
Annem,
kardeşim, sevdiklerim...
Hiç kimse!
Kendimi âşık
sanıyormuşum, o da yalanmış.
Kimse
gelmedi aklıma o anda. Aklıma birinin gelebileceği bile gelmedi aklıma.
(Bu, şu an
bir rahatlama sebebi tabii.)
Eve
döndüğümde Necatigil’i düşünüyordum. Her seferinde çok etkilendiğim ve altına
imzamı atmak isteyecek kadar hemfikir olduğum o şiiri, ‘Sevgilerde’yi.
Bu şiir bana
ölümü düşündürürdü hep.
Dün gece
tekrar düşündüm.
Sevdiğimi
söylemeden ölseydim diye.
Öldüğümde şu
anki bilinç durumunda olacaksam bile söyleyip söylememem arasında bir fark yok.
Hatta
söylediğim biri ölümüme daha çok üzülür bu durumda.
Bana
söylenmiş olsaydı ve ölseydim, kalan için çok daha zor olacaktı durum.
Ben belki
mutlu ölecektim ama ne fark eder, zaten ölmüşüm.
Galiba artık şairle aynı fikirde değilim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder