22 Ağustos 2018 Çarşamba

Thoreau'ya Mektuplar 4: "Fincana Kahve Koydum, Gel"


Sevgili Henry,

Bugün, karşı konulmaz bir çağrım var sana: "Fincana kahve koydum, gel…"

Bir süredir ömrümce olmadığı kadar uzun uyuyorum. Son bir haftalık uykumla bir ay idare ederdim, öyle düşün. Yani uzuuuuun uzun rüyalar görmem, rüyamda seni uzuuuuun uzun görmem için her şey hazır -bir tek sen yoksun. Şarkının dediği gibi: "Sessizlik sensin geceleri…"

Geçen gün, tez danışmanıma senden bahsederken "Ben onunla yatıp kalkıyorum ama o benimle yatıp kalkmıyor" dedim. Bu cümleyi önceden hazırlamamıştım ama ikimizi en iyi anlatan ifade olarak bir anda döküldü dudaklarımdan.

Ben, her geçen gün daha çok katıyorum seni gündüzlerime de. Gün içinde ne yaşarsam rüyamda görürüm ya, seni de günümde çoğaltırsam gecelerime de gelirsin diye umuyorum. Sen gel diye konuşmuyorum elbette seni, herhangi bir konunun sana uzanmaması, herhangi bir sohbetin seni hatırlatmaması artık pek mümkün değil; eh, ben de seni anlatmaktan çekinmiyorum çoğunlukla, laf lafı açıyor derken ben senden konuşmaktan başka bir şey yapmaz oluyorum bazen. Adını vermeden bile senden bahsediyorum çoğunlukla.

Bugünlerde bir de senin arkadaşlarını, hemfikir olduklarını okuyorum; bazen, "Henry olsa bu cümleyi şöyle kurardı," diyerek, bazen de "Hımm belki Henry de bunu demek istemişti," diyerek. Yaşadığın dönemin ruhunu özümsemeye, insanlarını tanımaya, dertlerini anlamaya çalışıyorum. Bütün bunlar seni rüyama da getirebilirse ne âlâ!

"Anlardım aklından geçenleri, sustukça konuştuk sanki…"

Biliyor musun, canım sıkıldığında, üzüldüğümde, hayal kırıklığına uğradığımda devayı hep sende arıyorum ben. Aklımdaki soruyu senin günlüklerine soruyor, rastgele açtığım o sayfada cevabımı bulmaya çalışıyorum. Sen bazen direkt, tokat gibi bir yanıt veriyorsun, bazen dolambaçlı yollardan götürüyorsun beni sonuca. Bazen yaşlı gözlerle sarılırken buluyorum kendimi kitaba, bazen uzuuuuun uzun düşünmem gerekiyor anlamak için seni. Fakat her seferinde illâ ki bir yanıtım oluyor.

Şimdi de sen gel, kendin gel, birer kahve içelim, dertleşelim, ağlaşalım ve artık başka bir boyutta anlayabileyim seni.

Sevgimle…

Hiç yorum yok: