10 Ağustos 2008 Pazar

Her Şey İnsanlar İçin

Anlaması zor değil, başımıza gelmeyeceğini düşündüğümüz her ne varsa çıkıyor karşımıza… “Asla”ları sorgulayacak kadar derine inmeye gerek yok, şu an yanı başınızda meydana gelen ufacık bir olayda bile beklemediğiniz bir yön olabilir; gazete almak için büfeye giderken yavru kedileri görünce onlara süt verme ateşi düşmeseydi içinize, markete gitmeyecek ve şu an keyifle mideye indirdiğiniz çikolatayı almaya karar vermeyecektiniz, diyetiniz de bozulmayacaktı…

Bilemiyoruz neler gelecek başımıza… İyi ya da kötü, ne yaşarsak plansız, programsız, habersiz, alarmsız yaşanıyor… Neye inanacağını, ne yapacağını, ne yapması gerektiğini, ne diyeceğini, ne olacağını, bütün bunların neden olduğunu bilemiyor insan… Sadece sorular var akıllarda, cevaplar uzaklarda… Duymak istediklerini duymayacağını bilen herkes soru işaretlerini tercih ediyor… Oysa kendinden emin olan, kendini bilen, cevaplardan korkmayan insan yüzleşiyor sorularla… Cevabın menfiliğinden emin olan kişi ise belirsizliği tercih ediyor ya da olgunlaşmasını bekliyor şartların… Her koşulda var aslında cevaplar, görmeyi tercih etmekte ya da etmemekte sorun ya da kurtuluş…

Her şey insanlar için… Her şeyi bizler yaşıyoruz, hiçbiri uzak değil… Hayatın zorluğu da güzelliği de burada zaten, başımıza gelecekleri aklımıza getirmiyor. Bir bakıyoruz, yanı başımızda beklenmedik bir aşk, bir bakıyoruz en sağlam görünen ilişki çatırdıyor… Güvenmemek gerekiyor kendinden başka hiçbir şeye… Güçsüzlükleri birleştirerek güçlü olunmayacağını anlamak gerekiyor…

Ve kabullenmek:

Su akar, yolunu bulur…

Hiç yorum yok: