Siz siz olun, bir filmi yalnızca Martin Scorsese yönetiyor
ve Leonardo DiCaprio oynuyor diye izlemeyin. Özellikle de sinemada, hele de
film üç saatse... Ne en büyük boy filtre kahve açabilir uykunuzu, ne de
DiCaprio’nun (ya da Margot Robbie’nin, tercihe göre) güzelliğine
kaptırabilirsiniz kendinizi... (Ben, Jean DuJardin’i bile tanıyamadım, o derece!)
Geçerli bir sebep bulamıyorsanız izlemeyin. Yapmayın.
Spoiler olmasın diye çabalamaya gerek bile duymadan
yazıyorum, zira film keyfinizi (!) baltalayacak kadar “özel” bir hikâye zaten
yok filmde. “The Wolf of Wall Street”
(Wall Street’in Kurdu), bizdeki adıyla “Para
Avcısı”, herkesin cepten yediği bir film olmuş. imdb.com’daki puanının 8,5
olmasının başka bir anlamı olmasa gerek. (Varsa,
n’olur bana da anlatın!)
Tertemiz, adeta bir çöpsüz üzüm sayılabilecek biriyken Wall
Street’te çalışmaya başlayıp paranın önce kurdu, sonra köpeği olan ve envai
çeşit pisliğe bile isteye bulaşan bir adam. Ne sevgiyi biliyor, ne şefkati, ne
merhameti, ne de sadakati. “Dini imanı para olmuş” deriz ya, aynen öyle. Eh,
tabii FBI düşüyor peşine, tökezlediği ilk anda da biniyorlar tepesine. Filmin
hikâyesi bundan ibaret desem, yeridir. Bu bir sorun olmayabilirdi tabii,
Marquez de Kırmızı Pazartesi’de işleneceğini
herkesin bildiği bir cinayeti anlatıyor neticede, filmi sürükleyen şeyin merak
duygusu olması şart değil. Neyi anlattığın değil, nasıl anlattığın öne çıkar
bazen. Ama üzgünüm, bu film, o film değil; bu filmi “sürükleyen” hiçbir şey
yok!
İyi sahneler, iyi diyaloglar, iyi fikirler yok mu, var. İyi
oyuncular yok mu, âlâsı var. Ama bunların hepsini toplayıp üç saate bölünce
geriye kalan, Leonardo’nun nedense siyaha boyanmış saçları ve çirkin göbeği,
uyuşturucu ve seks bağımlılığı ile para hırsı oluyor sadece. Ha bir de, 3 saat
boyunca 3 bin kez duyduğumuz “fucking” sözcüğü. Yan yana gördüğüm her iki
sözcüğün arasına bir “kahrolası” ekleyesim geliyor filmden çıktığımdan beri. (Ve farkındayım, çok kafayı taktım bu üç
saat meselesine.)
DiCaprio bu sene Oscar’ı alır mı? Alır gibi geliyor bana.
Hak etmediğini düşündüğümden değil, bütün kariyeriyle hak ediyor o ödülü, ama
bu filmle alırsa gerçekten üzülürüm. Bir dahaki sefere alsın mümkünse...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder