30 Aralık 2016 Cuma

Biraz Dertleşelim

Biraz dertleşelim istiyorum; ama ben az söyleyeceğim, siz çok anlayacaksınız. Çünkü sadece konuşmak istiyorum, anlatmak değil, bağırmak değil.

Bir devrin sonu bugün, bir çağın kapanışı benim için. Yaşım kadar büyüttüğüm bir hayalin silinişi ufuktan, bugüne değin topladığım, biriktirdiğim, inşa ettiğim ne varsa kaybetmesi zeminini; boşluk…

İyiyim, tahmin ettiğim(iz)den, düşünebileceğim(iz)den çok daha iyiyim hem de, nereden geldiğini bilmediğim bir tebessüm var yüzümde.

Ağlamıyorum, tek bir damla dökmedim. Çünkü bilirsiniz, bir kapının önündeyseniz ağlamanızın bir anlamı, yaşlarınızın bir umudu vardır; kapı dediğimiz şey, kapanabildiği gibi açılabilir de. Ama kapı önü diye beklemekte olduğunuz yer, bir duvarmışsa yalnızca, ağlasanız da, oracıkta can verseniz de geçemezsiniz öte yana. Ben geçemiyorum, geçemezmişim, geçemeyecekmişim.

Ben acıdan beslenmeyi iyi bilirim, bunu bir acıya dönüştürüp yıllar boyu aynı melankolinin içinde yaşayabilir, yalnız bunun şiirini yazabilirim ömrümce. Ama bu sefer başka türlü olsun istiyorum, bu hikayenin türü melodram olmasın mesela. Başka türlü bir şeyler yapmayı, acıya gebe bu boşluğu başka türden bir şeylerle doldurmayı öğrenmek istiyorum.

Bunları yazıyorum, çünkü bugünü tarihte bir yerlere (günlüğüme mesela) yazmak yetmedi, çoğaltmak istiyorum. Gelecek sene bugün, Facebook zaman tüneli bana bunu hatırlatsın ve ben öyle bir noktada olayım ki, nostaljik yaşlar düşsün gözlerimden yalnızca. Gülüp geçelim sonra…

Bir fikriniz var mı acaba, ne yapmalı, hangi şarkıyı söylemeli, hangi şiire sığınmalı şimdi?

22 Aralık 2016

Hiç yorum yok: